top of page
  • Writer's pictureSerpil Eraslan

FSHD Genetik Özellikleri

Updated: Aug 13, 2023

Serpil Eraslan

Fasiyoskapulohumeral kas distrofisi (FSHD) iskelet kaslarının zayıflamasına yol açan üçüncü en yaygın kas distrofisi türüdür ve genetik bir hastalıktır. Tipik olarak erken gençlik yıllarında yüz (facio), omuzlar (skapula), üst kollar (humerus), bacaklardaki kasların kaybıyla başlar ve ilerleyicidir. Başlangıç yaşı bebeklikten yetişkinliğe kadar değişebilir. Çoğu hastada bulgular 20 yaşına kadar ortaya çıkar. Kas kaybının kapsamı ve derecesi de oldukça değişkendir. Hastaların %20’sinde hastalık daha şiddetli seyreder ve 50 yaşın üzerindeki hastaların yaklaşık dörtte birinde tekerlekli sandalye kullanımı gerekebilir.


FSHD otozomal baskın kalıtım modeli ile uyumludur. Yani, her ebeveynden gelen bir set genden sadece bir tanesi bozuk olduğu halde hastalık ortaya çıkar. Hastaların çoğunda durum kalıtsaldır. Yani etkilenmiş bir ebeveynden geçer. Ancak, hastaların %30'unda ailede hastalık öyküsü yoktur. Bu tip hastalara izole (sporadik) olgular denir ve hastalığa neden olan genetik bozukluk yeni bir mutasyon ile ortaya çıkar. Ancak, ailevi veya izole etkilenmiş kişilerin hastalığı kendi çocuklarına aktarma riski aynıdır ve bu risk %50’dir.


FSHD olgularının yaklaşık %95'i Tip 1 (kromozom 4 bağlantılı FSHD) olarak bilinir. FSHD1, kromozom 4 üzerinde bulunan ve D4Z4 olarak adlandırılan uzun tekrar birimlerinin silinmesiyle ortaya çıkar. Normal kişilerde tekrar sayısı 11-150 arasında değişirken, FSHD1 hastalarında bu sayı 1-10 arasındadır.


Olguların kalan %5’lik bir kısmı Tip 2’dir (FSHD2). Bu kişilerde hastalık farklı kromozon bölgelerinde bulunan SMCHD1, DNMT3B adlı genler üzerindeki mutasyonlarla ilişkilidir. Günümüzde yapılan genetik araştırmalar, FSHD ile ilişkili farklı genler ve farklı genetik mekanizmalar olduğunu da göstermektedir.


Genetik alt yapısı farklı olsa da, FSHD1 ve FSHD2 klinik bulguları benzerdir. Çünkü etkilenen moleküler mekanizma ve dolayısı ile yarattığı sonuç aynıdır. Sağlıklı kişilerde D4Z4 DNA bölgesinin metilasyon adı verilen bir mekanizma ile kapatılmıştır. FSHD1 olgularındaki D4Z4 tekrar azalmaları veya FSHD2 olgularında adı geçen genlerde saptanan mutasyonlar, bu bölgedeki metilasyon seviyelerini azaltır.


Bu da, aynı bölgede yer alan ve doğum öncesi dönemde aktif olup, doğumdan sonra işlevsizleşmesi gereken DUX4 isimli bir genin işlev kazanmasına neden olur. Bu kazanım kas dokusunda toksik etki yaratır ve dolayısı ile kas dokusu zarar görmeye başlar.


FSHD1 ve FSHD2 klinik olarak benzer olduğu için, klinik tanıyı desteklemek amacı ile yapılan moleküler analizlerde önce D4Z4 tekrar dizisi sayısı incelenir. Bu inceleme sonucuna göre metilasyon analizleri ve SMCHD1, DNMT3B genlerini kapsayan panel testleri yapılmaktadır.

bottom of page